Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
regla de tres
maître du livre de raison
traviesa de hormigón
amplificador en contrafase de elementos en paralelo
pendelrollenlager
ayakta zor duran sarhoş
run in
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"run in"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 26 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
run in
f.
eklemek
2
Genel
run in
f.
katmak
3
Genel
run in
f.
uğramak
4
Genel
run in
f.
(motoru) alıştırmak
5
Genel
run in
f.
rodaj yapmak
Phrasals
6
Öbek Fiiller
run in
f.
içeri girmek
7
Öbek Fiiller
run in
f.
çarpışmak
8
Öbek Fiiller
run in
f.
(dizgiyi) sürekli yapmak
9
Öbek Fiiller
run in
f.
satır başı yapmadan eklemek
10
Öbek Fiiller
run in
f.
bitiştirmek
11
Öbek Fiiller
run in
f.
matris dağılımının otomatik olduğu bir dizgi makinesine (matrisi) yüklemek
12
Öbek Fiiller
run in
f.
önemsiz bir suçtan tutuklamak
13
Öbek Fiiller
run in
f.
dahil etmek
14
Öbek Fiiller
run in
f.
tek bir paragraf yapmak
15
Öbek Fiiller
run in
f.
kesintisiz bir paragraf yapmak
16
Öbek Fiiller
run in
f.
tek bir paragraf
17
Öbek Fiiller
run in
f.
kesintisiz bir paragraf
18
Öbek Fiiller
run in
f.
kısa ziyarette bulunmak
19
Öbek Fiiller
run in
f.
hızlıca girip çıkmak
20
Öbek Fiiller
run in
f.
birini araçla merkeze bırakmak
21
Öbek Fiiller
run in
f.
(hafif suçtan dolayı) tevkif etmek
Technical
22
Teknik
run in
f.
(yeni kurulan makineyi) talimatlar doğrultusunda çalıştırmak
Slang
23
Argo
run in
f.
göz altına almak
24
Argo
run in
f.
tutuklamak
25
Argo
run in
f.
yakalamak
26
Argo
run in
f.
enselemek
"run in"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 126 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
run-in
i.
münakaşa
The politician had a heated
run-in
with a journalist.
Politikacı bir gazeteciyle hararetli bir
münakaşa
yaşadı.
More Sentences
Phrasals
2
Öbek Fiiller
run in (to something)
f.
akmak
He has the water
running in
the bathtub.
Küvette su
akıyor.
More Sentences
Colloquial
3
Konuşma Dili
run-in
i.
tartışma
Tom had a
run-in
with his boss.
Tom patronuyla
tartıştı.
More Sentences
General
4
Genel
run-in
i.
anlaşmazlık
5
Genel
run-in
i.
çatışma
6
Genel
run in place
i.
yerinde koşu
7
Genel
run in place
i.
koşu bandı vb gibi aletler üzerinde yapılan koşu
8
Genel
run-in [uk]
i.
yarış sonu
9
Genel
run-in [uk]
i.
av sonu
10
Genel
run-in [uk]
i.
yarışın bitişi
11
Genel
run-in [uk]
i.
avın bitişi
12
Genel
run in with
f.
uyuşmak
13
Genel
run away in different directions
f.
kaçışmak
14
Genel
run something in
f.
rodaj yapmak
15
Genel
run in out of gear
f.
boşta çalıştırmak
16
Genel
run in circles
f.
boşa uğraşmak
17
Genel
run around in circles
f.
boşa uğraşmak
18
Genel
run in full capacity
f.
tam kapasiteyle çalışmak
19
Genel
run in full capacity
f.
tam kapasite ile çalışmak
20
Genel
have a run-in with someone
f.
biriyle atışmak
21
Genel
run in place
f.
koşu bandı vb gibi aletler üzerinde koşmak
22
Genel
run in one's blood
f.
kanında olmak
23
Genel
run in trust
f.
borca girmek
24
Genel
run in trust
f.
kredi çekmek
25
Genel
run in the family
s.
aileden gelen (hastalık vb)
26
Genel
in the long run
zf.
nihayet
27
Genel
in the long run
zf.
uzun vadede
28
Genel
in the short run
zf.
kısa vadede
29
Genel
in the long run
zf.
eninde sonunda
30
Genel
in the long run
zf.
sonunda
31
Genel
in the long run
zf.
en sonunda
32
Genel
in the long run
zf.
zamanla
Phrasals
33
Öbek Fiiller
run in with
f.
razı olmak
34
Öbek Fiiller
run in with
f.
aynı fikirde olmak
35
Öbek Fiiller
run in with
f.
yaklaşmak
36
Öbek Fiiller
run someone or something in
f.
birini/bir şeyi bir yere götürmek
37
Öbek Fiiller
run someone or something in
f.
birini/bir şeyi bir yere bırakmak
38
Öbek Fiiller
run something in
f.
bir şeyi (kablo, boru) bir yere/şeye uzatmak
39
Öbek Fiiller
run something in
f.
bir şeyi (kablo, boru) bir yere/şeye yönlendirmek
40
Öbek Fiiller
run something in
f.
bir şeyi (kablo, boru) bir yerin/şeyin içine kadar getirmek
41
Öbek Fiiller
run in something
f.
bir şeyde yarışmak
42
Öbek Fiiller
run in something
f.
bir şeyde mücadele etmek
43
Öbek Fiiller
run in something
f.
bir şeyde rekabet etmek
44
Öbek Fiiller
run in (to something)
f.
koşarak girmek
Proverb
45
Atasözü
all great minds run in the same channel
aklın yolu birdir
46
Atasözü
great minds run in the same channel
aklın yolu birdir
Colloquial
47
Konuşma Dili
run-in
i.
ağız dalaşı
48
Konuşma Dili
run-in
i.
atışma
49
Konuşma Dili
in the long run
expr.
sonunda
Idioms
50
Deyim
run in the family
i.
aileden gelme özellik
51
Deyim
run in the family
i.
ailevi özellik
52
Deyim
run in the family
f.
aileden/ailede olmak
53
Deyim
run in the family
f.
aileden gelmek
54
Deyim
run in the family
f.
aileden gelmek
55
Deyim
run in somebody's family
f.
aileden gelmek
56
Deyim
have a run-in with someone
f.
biriyle arası bozuk olmak
57
Deyim
have a run-in with someone
f.
biriyle papaz olmak
58
Deyim
run someone in
f.
birini tutuklamak
59
Deyim
run someone in
f.
birini içeri tıkmak
60
Deyim
run off in all directions
f.
çil yavrusu gibi dört bir yana dağılmak
61
Deyim
run (around) in circles
f.
deli dana gibi dolanmak
62
Deyim
run (around) in circles
f.
ne yapacağını bilmez şekilde bir oraya bir buraya koşuşturmak
63
Deyim
run in the blood
f.
mayasında olmak
64
Deyim
run round in circles
f.
yerinde saymak
65
Deyim
run around in circles
f.
yerinde saymak
66
Deyim
run in place
f.
yerinde koşu yapmak
67
Deyim
run in place
f.
yerinde koşmak
68
Deyim
run in place
f.
yerinde saymak
69
Deyim
run in place
f.
olduğu yerde saymak
70
Deyim
run in place
f.
aynı yerde saymak
71
Deyim
run in place
f.
bir adım ilerleyememek
72
Deyim
run off in all directions
f.
bir çok şeyi aynı anda yürütmeye/yapmaya çalışmak
73
Deyim
run off in all directions
f.
bir çok şeyi aynı anda idare etmeye çalışmak
74
Deyim
run off in all directions
f.
bir çok şeye aynı anda yetişmeye çalışmak
75
Deyim
run off in all directions
f.
aynı anda bir çok rol üstlenmek
76
Deyim
run off in all directions
f.
aynı anda her şeye yetişmeye çalışmak
77
Deyim
run off in all directions
f.
dağınık bir şekilde hareket etmek
78
Deyim
run off in all directions
f.
düzensiz bir şekilde hareket etmek
79
Deyim
run off in all directions
f.
amaçsız bir şekilde hareket etmek
80
Deyim
run off in all directions
f.
başıboş hareket etmek
81
Deyim
run off in all directions
f.
kontrolsüz hareket etmek
82
Deyim
run off in all directions
f.
dağınık hareket etmek
83
Deyim
have a run-in
f.
atışmak
84
Deyim
have a run-in
f.
arası bozuk olmak
85
Deyim
have a run-in
f.
papaz olmak
86
Deyim
have a run-in
f.
sorun yaşamak
87
Deyim
have a run-in with somebody
f.
biriyle atışmak
88
Deyim
have a run-in with somebody
f.
biriyle arası bozuk olmak
89
Deyim
have a run-in with somebody
f.
biriyle papaz olmak
90
Deyim
have a run-in with somebody
f.
biriyle sorun yaşamak
91
Deyim
have a run-in (with someone/something)
f.
(biriyle/bir şeyle) sorun yaşamak
92
Deyim
run in the family
expr.
aileye çekmiş
93
Deyim
in the short run
expr.
çok yakında
94
Deyim
in the short run
expr.
kısa vadede
95
Deyim
in the long run
expr.
uzun vadede
Speaking
96
Konuşma
does this run in the family?
expr.
baban da mı (bilardocuydu vs.)
97
Konuşma
don't run in the hallway
expr.
koridorda koşmayın
98
Konuşma
don't run in the hallway
expr.
koridorda koşmayalım
99
Konuşma
don't run in the classroom!
expr.
sınıfta koşma!
100
Konuşma
don't run in the classroom!
expr.
sınıfta koşmayın!
Trade/Economic
101
Ticaret/Ekonomi
run-in period
i.
deneme süresi
102
Ticaret/Ekonomi
run in debt
f.
borçlanmak
103
Ticaret/Ekonomi
run in debt
f.
borca girmek
104
Ticaret/Ekonomi
in the long run
zf.
uzun vadede
Technical
105
Teknik
run something in
f.
alıştırmak
106
Teknik
run in synchronism
f.
senkron çalışmak
Computer
107
Bilgisayar
run-in
i.
metne eklenmiş madde
108
Bilgisayar
run-in index
i.
yan yana dizin biçimi
109
Bilgisayar
run-in
s.
metne eklenmiş
110
Bilgisayar
run in folder
expr.
klasörde çalış
Mechanic
111
Mekanik
run-in
i.
yeni makine çalıştırma
112
Mekanik
run-in
i.
yeni motor başlatma
Marine
113
Denizcilik
run in with
f.
ileri doğru gitmek
114
Denizcilik
run in with
f.
yaklaşmak
115
Denizcilik
run in with
f.
karaya yakın yelken açmak
Medical
116
Medikal
run in families
i.
aileden gelen gen
117
Medikal
run-in
i.
hazırlık
118
Medikal
run-in period
i.
tedavisiz dönem
119
Medikal
run-in period
i.
tedavisiz süre
Biology
120
Biyoloji
run-in period
i.
alıştırma dönemi
121
Biyoloji
run-in period
i.
deneme dönemi
Military
122
Askeri
drop zone run-in
i.
atma sahasına yaklaşma
Abbreviation
123
Kısaltma
rbi (run batted in)
i.
beysbolda vuruşçunun performansını gösteren parametre
Slang
124
Argo
run someone in
f.
(polis) içeri almak
125
Argo
run someone in
f.
göz altına almak
126
Argo
run someone in
f.
tutuklamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of run in
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy